29 Ekim 2019 Salı

TOPLUM, DİN VE QUANTUM

    Din inancı, toplumları sorunsuzca bir arada tutma/yönetme ve bir amaç doğrultusunda birleştirme maksadıyla, devlet adamlığı rolünün yanında din adamlığını da yöneten kişi veya kişilerin (Hanedan) bünyesinde toplamıştır. Bu sayede insanlık tarihinde, bugün bile yapılması meşakkatli olan Mısır Piramitleri gibi bazı uygarlık eserleri ortaya çıkmıştır. Sonraları din ve devlet adamları ayrılarak güç erkleri ortaya çıkmıştır. Din adamları, zamanla güçlenmiş ve devlet adamlarını atama ve görevden alma yetkilerini ele almışlardır. Tarihte din adamları ile devlet adamlarının sık sık kanlı çıkar çatışmaları içinde olduğu görülmüştür. Günümüzde Akdeniz havzasından çıkan ve adına demokrasi denilen kavramla, din kültü ile çatışmasına şahit olmaktayız. İnsanlık açlık gibi en büyük düşmanı yendiğinden farklı düşmanlar oluşturarak bu iki yönetimin karması arasında toplumsal yaşantımız akıp gitmektedir. Ancak, günümüzde eskisi gibi savaşlarda ölmekten daha çok kapitalizm sisteminin bize dayattığı okul – iş - spor arasında intihar etme (Kendi kendini yok etme) eyleminin arttığı görülmektedir. İnsanoğlu bu dünyadaki varlığını bilimle tekrar sorgulayarak yeni bir evrilmeye doğru hızla yol almaktadır. Quantum bilgisayarların gücüyle, bilgiyi işleme hızını arttıran insanlık, gelecekte insan ve teknoloji ayakları üzerinde bambaşka bir dünyaya yelken açmaya hazırlanmaktadır.

TÜKETİMLE DUYGUSAL BAĞLARIMIZ

İnsanlık, 19. uncu yy başlarında, ikinci dalga olarak adlandırabileceğimiz sanayi devriminde üretimi, bant usulü seri üretime geçmiştir. Bant usulü üretim zamanla üçüncü dalganın birleşimiyle teknolojik olarak ilerleme göstermiş ve fiyatları aşağı çekmeye başlamıştır. Hiçbir toplum kendi kendine yetemez ve diğer toplumun ürettiği ürünlere ve hizmete ihtiyaç duyar hale gelmiştir. Bu durum üreticiyle tüketiciyi birbirinden ayırmıştır. Tüketici ürünlerle kurduğu duygusal bağı koparmaya ve daha çabuk vazgeçmeye başlamıştır. Böylece tüketim hızı artmıştır. Bu bazı kesimler tarafından ekonomik canlılık olarak görülürken, bazı kesimler tarafından israf olarak tanımlanmaktadır.