SAĞLIK BİLGİ SİSTEMİ ÜZERİNE
Yalova Termal de "Sağlık Bilgi Güvenliği" adlı bir konferans
yapıldığını duydum. Katkısı olabilir düşüncesiyle bir geçmişi ve fikirlerimi sizlerle
paylaşmak isterim.
2000 li yılların ilk çeyreğinde peşinden koştuğumuz bir hayali paylaşmak
istiyorum. Bursa Askeri Hastanesi’ nde görevli olduğum yıllardı. Kulakları
çınlasın, başhekimimiz çok heyecanlı Balkan göçmeni bir doktor albayımızdı. Her
konuda yanımızda olduğunu ve babacan desteklerini halen şükranla anıyorum.
Sağlık karnesinin olduğu yıllardı. TC Kimlik numarası yeni yeni dağıtılmaya
başlanmıştı. Bizler Hastane Uygulama Yazılımı (HUY) üzerine çalışıyorduk.
Girişe koyduğumuz bilgisayar, barkod yazıcısı, tarayıcı ile hastaneye
gelenlerden yeterli bilgiyi alıyor, sıramatik ile ilgili doktora
yönlendiriyorduk. Sıra belli bir sayının üstüne çıktığında rütbeliler ve hatta
hastane gasilhane görevlisini dahil kayıt almaya başlıyorduk. Kaydı olan kişi
tekrar geldiğinde barkodla kimlik tespiti yapılıyor, ilgili doktora bekletmeden
yönlendiriliyordu. Bilgisayar programı sıra önceliğine göre numara veriyor,
hasta olan kişi hastanenin belirli bölgelerine yerleştirdiğimiz ekranlar
üzerinden sırasını takip edebiliyordu. Böylece, sağlıkta zaman yönetimine başlamış, randevu sistemini daha doğrulukla işletmeye almıştık. Bu günlerde bu işlemin başarıyla yaygınlaştığını sevinerek
izliyorum.
Süreç yönetimini devreye alarak, zamanı ve iş performansını ölçmeye
başlamıştık. Örneğin normal bir poliklinikte bir doktorun yedi dakikada hastaya
teşhis koyabildiğini gözlemiştik. Bir günde kaç hastaya bakılabileceği,
hastanenin, kliniklerin ve çalışanların performansı gibi konular ortaya
çıkmaya başlamıştı. Günümüzde iş zekası (Business Intelligence) ile bu işlem
çok daha hızlı olarak takip edilebilir.
Konu daha da ileri götürülerek muayene ve hastaneye gelen her sağlık
muayenesi, belediye gibi yerel yönetimler vasıtasıyla Adres Kayıt Sistemi (AKS) üzerinde toplanan veriye
entegre edilebilir. AKS, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yürütülmekte olan Türk vatandaşları ile
Türkiye’de en az altı ay ikamet tezkeresine sahip yabancıların adres bilgileri
elektronik ortamda güncel olarak tutulmasıdır. Bu bilgiler, anılan Kanunun 45
nci maddesinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde Kimlik Paylaşımı Sistemi
(KPS) vasıtasıyla kamu kurum ve kuruluşları ile paylaşılmaktadır. Adres
bilgilerinin coğrafi koordinatlarla birleştirilmesi ve oluşturulan altyapının
diğer sistemlere entegre edilebilmesi amacıyla Mekânsal Adres Kayıt Sistemi
Projesi (MAKS) başlatılmıştır. Hastalık belirli bölgelerde belirlenen sayının
üstüne çıktığında bilgisayar programı bu verilere dayanarak ikaz raporu
verebilir. (Bizim kurgumuzda nüfus oranına göre yüzde on oranı sarı, yüzde yirmi oranında görülen hastalık ise kırmızı olarak ekrana düşüyordu.) Böylece hastalığın yoğunlaştığı bölgeler tespit edilmiş olacaktır.
Bu bölgelerde görevlilerce tarama yapılarak hastalığın kaynağında önleyici
tedbirler alınabilir. Böylece kaynağında sağlık sorunları giderilmiş ve halkın
yaşam kalitesi arttırılmış olacaktır. Yalova konuyla ilgili gerekli altyapıya
sahip olup “Yaşamda Kalite” başlığıyla pilot bölge olarak seçilebilir.
Bir diğer konu, TSK tarafından Türkiye’ de örümcek ağı gibi fiber kablo
altyapısı diğer bir adıyla TAFICS döşenmiştir. Yalova’ dan dahi geçen fiber
kablonun bilgi güvenliği ve işletimi TSK birimleri tarafından yapılmaktadır.
Hastanelerde biriken bu bilgiler sunucular üzerinden devletin stratejisine
uygun merkez Ankara, yedek Eskişehir veya Konya gibi altyapısı tamamıyla milli olan
bir bilgi bulutuna taşınabilir. Söz konusu illerde bilgi bulutunu idame
açısından gerekli enerji, ısı, çapraz düğüm merkezleri ve yeraltı yerleşkesi
gibi altyapı kısmen mevcuttur. Hasta olan kişi, şuuru yerinde olmadan bir
hastaneye gitse dahi bir çırpıda kan gurubu, alerjisi olan durumlar,
kullanmakta olduğu ilaçlar vb. hastalık öyküsüne yetkili olan kişilerce ulaşılabilir. Bu konuda Sağlık Bakanlığı
tarafından e-nabiz.gov.tr üzerinde
kişinin kendi bilgisi dahilinde veri tabanın açıldığını gördüm.
İşte bu noktada bilmesi gereken prensibi ve bilgi güvenliği devrede
olmalıdır. Yetkisiz erişimler, bilgi bütünlüğün bozulması, kötü niyetli
saldırılar önem kazanmaya başlar. Konunun ciddiyetinin ağırlığı devletin
belirli makamlarınca sırtlanmalıdır. Başka yazılarımızda dile getirdiğimiz TSK
nın barış durumunda ülke güvenliğini sağlaması yasal zeminde bilgi güvenliğini
de kapsamalıdır. TÜBİTAK, HAVELSAN, ASELSAN, Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM)
gibi önemli kuruluşlardan destek alınmalıdır.
İlerleyen dönemde ilaçlar bu sisteme entegre edilerek eczane otomasyonu
sağlanmalıdır. İyi takip edilen süreçte süresi geçen ilaçlar
değerlendirilebilir, gelecekte ne kadar ilaca ihtiyaç olabileceğine kadar
bilgiler üretilebilir. Hatta hastalardan geri bildirimlerle ilaç sektöründe ARGE
ve sürekli iyileştirmeler sağlanabilir.
Geçmişte ticaret kervanlarının, günümüzde hızlı ulaşım araçlarının yaydığı
uygarlık, gelecekte hızlı ve güvenli internet yolları üzerinde kurulacağı
muhakkaktır. Tarihte söz konusu yolların inşasını ve güvenliğini kurup
yönetmesini bilen uygarlığımız, gelecekte bilgi yolunun da üstesinden
gelecektir. Herkese sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.