18 Ağustos 2021 Çarşamba

ÇIKIŞ YOLU

 

ÇIKIŞ YOLU

 

                Dünya ekonomisinde 2008’de kendini gösteren düşüş, pandemi ve iklim değişikliğine bağlı felaketlerle giderek kendini daha fazla hissettirmeye başladı. Bu düşme etkisi Türkiye dahil pek çok ülkeyi etkilemeye başladı. Dünya devletleri kendilerine çıkış yolu arayışlarına girdiler. Tümden gelerek bu duruma bir göz atalım.

                ABD,  meclisin basılması ve ölümlerle ilginç bir demokrasi görüntüsü vererek garip bir seçim atlattı. Seçimle gelen yeni yönetim, son yüz yılda basılan paranın daha fazlasını basarak altyapı yatırımlarıyla ülkeyi baştan inşa edecekleri politikasını ortaya koydu. Aynı şekilde Kanada, erken seçime gitme kararı alarak benzer bir kalkınma hamlesine gireceklerini ifade etti.

                Avrupa, biraz daha farklı bakış açısıyla dijital para biriminden bahsetmeye başladı. Bunun altyapısının hazır olduğunu ve denemelerinin devam ettiğini söyledi. Ancak İngiltere bu ekonomik pazardan ayrılarak herkesi şaşırttı. Güçlü Almanya ve etrafında destekleyici ülkeler tarafından dünyanın en refah şehirlerine ve toplumlarına sahip Avrupa, daha cesur bir kalkınma hamlesine hazırlanıyor. ABD ile paralel bakış açısıyla  Yeni Yeşil Mutakabat ve Karbon emisyonu vergisi gibi çevreci hassasiyetlerle geleceğe bakıyorlar.

                Çin pazarı, her zamanki gibi kapalı kapılar arkasında kendi ajandasını işletiyor. Akıllı şehir ve dijital para birimlerine hazırlık yapıyor. Kendi pazar gücünü ve dünyada etki alanını arttırmaya devam ediyor.

                Weber’in dediği gibi matematik doğuda doğmuştu ancak rakamlar muhasebe işlemleri vs gibi somut adımlarla batıda büyümüştü. Yine batı, dünyaya sürekli karşılıksız para basarak yeni bir politika ortaya koyuyor. Bu politika, aslında yeni gelen kuşağa kontrollü bir şekilde parayı vererek kendi bakış açılarıyla yaşam, üretim ve yönetim biçimini devretmeye hazırlanıyor. Basılan dev boyutlardaki para gücünü önemli bölümü tatlı su yönetimi gibi altyapı yatırımlarına olduğu defalarca vurgulandı.  

 

NASIL BİR EKONOMİK ÇIKIŞ MODELİ

 

                Dünyada bu gelişmeler yaşanırken Türkiye nasıl bir yol izlemeli? Biraz daha odaklama yaparak Stockholm ve Viyana gibi refah seviyesi yüksek kentlere yakından bakalım.  Bu şehirler, yerel yönetimler eliyle vergilerden muaf olarak altyapı şirketleri üzerinden büyük kamu yatırımlarını vatandaşlarla buluşturuyor. Devamında, bu yatırımı zamana yayarak vatandaşlardan tahsil ediyor.

Yalova özeline bakarsak, yerel yönetimleri bütün şehir olarak toparlanması doğru bir adım olacaktır. Gençleri, partizanlık değil liyakat esasına göre yerel yönetimlerde istihdamın önü açılmalı. Üniversitemiz, yurt dışında altyapı ve akıllı kent yatırımlarına odaklanarak inovasyonları tersine mühendislik ile kendi kültürümüze uyarlayabilir. Gençlerimizin dinamik gücü üzerinden, kültürümüze uygun yaşam, üretim ve yönetim biçimini inşa edebiliriz. Kentimizde yeni kurulan Teknopark AŞ ve OSB ler çevreci ve inovasyonlara açık ve kentin ihtiyaçlarına göre çalışmalar ortaya koyabilir. Bu yeni oluşumlarda yerel yönetimlerin eliyle kurulacak kamu şirketleri kentin ihtiyaçlarına yönelik çalışmalara ağırlık vererek ürünleri vatandaşa ulaştırmalı.  Buralardan ortaya çıkacak ürünler diğer kentlere ve hatta dünyaya pazarlanabilir.  

Türkiye'nin  riski yönetmek yerine krizi yönetmeye çalıştığını görüyoruz. Bunun bedeli maalesef çok ağır olmaktadır. Yapılması gereken liyakatli yöneticilerle riski yönetmektir. Yerel yönetim vali başkanlığında, kentin tüm unsurlarıyla riski ve reaksiyonları test etmesi önemlidir. Bu testler ve tatbikatlar devletin dirayetini arttırır, toplumun esnekliğini ve devlete güvenin arttırır.  Riski yönetmek daha kolay,  krizi yönetmek daha zor ve pahalıdır. Bu, ayrı bir yazı konusudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder