26 Nisan 2020 Pazar

TİBİA ÇOKLU ALT UÇ KIRIĞIM


"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, 
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"    
Kanuni Sultan Süleyman


TİBİA ALT UÇ KIRIĞIM

                Pandemi etkilerini yaşarken sağ TİBİA kemiğimin kırılacağı hiç aklıma gelmezdi. Doğanın saatine ayak uydurarak, 9 Nisan 2020 tarihinde, ağaçları yaza hazırlama işiyle uğraşırken, basit sayılacak elma ağacının dalının kırılmasıyla, kendimi iki bilemedin üç metreden yerde buldum. Sanırım nöronlarım,  kaslarım ve kemiklerim  artık daha yavaş olmam gerektiğini bana hatırlatmak istedi. Herkes TBT yaparken ben TİBİA kemiğimin kırılma öyküsünü size aktaracağım.

                İlk düşme anında sağ ayak kaslarımı dizlerime kadar yırtan keskin bir acı hissettim. Ayağımdaki askeri botu annemin çıkarmasıyla bilekte oluşan şişliği gördüm. Annemin başörtüsünü üzerine sardık ve üzerini sürekli yavaş yavaş ıslattık. Buzdolabı çalışma prensibiyle soğutma işlemine bir saat kadar yattığım yerde devam ettik. Kardeşimin yardımıyla zar zor kendimizi eve attık. Dirsekten destekli yürüme bastonu bu esnada ve devamında çok işime yaradı.
                Başlangıçta salgın hastalığın hastanelerde yayıldığını bildiğimden kimseyi riske atmak istemedim. Acının basit bir burkulma olabileceği şansımı deneyerek evde basit yumurta kırma, soğan ve zeytinyağı uygulamaları yaptık. Ağrının azalmamasıyla doktorumuzu seçtik, ilk röntgenle TİBİA kemiğinin alt tarafında çoklu kırıkların oluştuğunu gördük. Gerekli yedek parça siparişlerinin verilip gelmesiyle 19 Nisan 2020 tarihinde özel bir hastanede epidürel yöntemle operasyon yapıldı.

 Röntgen 1. Ameliyat Öncesi                



                                  
     Röntgen 2. Ameliyat sonrası.
                “Yıllarca vergi ödemiş olsak ta böyle durumlarda prensip olarak bölgenin en iyi ve en pratik doktoruna parası karşılığında gideceğimizi artık biliyor ve kanıksamış durumdayız. Bu işin farklı tartışılacak boyutu. “
Hastanede bir gece kaldık ve taburcu edildik. Memur olduğum için 45 günlük rapor verildi. Ancak hastanede yapılan alçı eski model ve ağır olmuştu. Aşil tendomuna baskı yapıyor, ağırlığından kendi şahsi temizliğimi yapmakta zorlanıyordum. Şermin’in girişimiyle evde pansuman yapan uzmanla görüştük ve çok faydasını gördük. Önerdiği plastik hafif alçıyı hocamıza sorarak uyguladık. Ameliyattan sonra üçüncü gün basit fizik hareketlere başladık. Sürekli soğuk uygulama yaptık.
Hastanede kaldığımdan covid-19  olabileceği endişesiyle kendimi bir odada karantinaya aldım. İlaçlarım kan sulandırıcı iğne (OKSANAR,1x1), ağrı kesici (Celgyn,2x1), antibiyotik (CLASEM 600 mg, 1*1) verildi. İlk başlarda ağrım ancak morfinle geçiyordu. Morfinin tatlı uykusunu unutamam. Beslenme konusunda iştahım çok açık. Kabuğuyla köy yumurtası,  köyden aldığımız sütten yoğurt ve kemik suyu takviyesi yaptık.
Fizik terapide parmak hareketleriyle başladım. Artık evin içinde koltuk değnekle dolaşıyorum. Yaraların üzeri ve özellikle sol içten yapılan kalın vida sanırım sinir uçlarıma baskı yapıyor.

Devam edecek..

        Ameliyat sonrası birinci aydayız. Doktor ilk kontrolden sonra sabitleme alçısı önermedi. Dikişleri aldırarak fizik tedavi hareketlerine başlamamı tavsiye etti. Okuduğum kadarıyla kırıklara bu tür yeni yaklaşımla daha hızlı bir iyileşme bekleniyormuş. Kırık üzerindeki deride  gözle görülür bir mor renk ve şişme var. İştahım son derece yüksek ve canım pek çok şeyi yemek istiyor. Bu iyiye işaret. Vücut bir an önce onarma peşinde. Havaların iyi gitmesiyle balkonda güneşlenerek D vitamini alıyorum. İştahımı biraz dizginlemek içinse vitamin hapı desteği kullanmaya karar verdim. Fizik hareketlerinde, kendimi bildiğimden hareketleri vücuduma bırakıyorum. Müsaade ettiği kadar çalışıyor, yorulunca bırakıyorum. Şişkinliğe karşı sıcak-soğuk uygulaması ve geceleri yatarken zeytinyağı uygulamasına devam ediyorum. Geceleri uykum biraz daha düzeldi. Ancak hareket kısıtlığı devam ediyor. Fazla ayakta kalınca kan hücumuyla kırık bölgesinde ağrı artışı olabiliyor. Yüksekte tutarak kan basıncını azaltmaya çalışıyorum. Kırık ayağımın alt bölgesinde duştan sonra deri değişimi başladı. Bunu, vücudun bölgesini tamir etme girişimine yoruyorum.Ağaçlara gelince uzaktan ilaç ve sürme işlerini takip ediyorum. Sevdiklerim yanımda. Bunun dışında en çok toprak ve yeşil çimen kokusunu özledim.

       16.06.2020

     Ayakta mevcut şişlik hafif azalsa da fizik hareketlerinde yarım saat sonra ödem oluşması, deride renk değiştirme, ağrı vs.  beni yavaşlatıyor. Bu durum kısır bir döngü olarak devam ediyor. Harekete alışkın benim gibi birisi için psikoloji olarak dayanması zor bir durum. Başka bir doktor, vücut içine takılan malzemelerin ayakta hassasiyet oluşturduğunu teşhisini koydu. Vücudu şaşırtmak üzere verilen ilaçlar çok ağır ve sinir sistemine saldıran ilaçlar olduğundan kullanmayı reddettim. Biraz yüzme ile vücut kaslarını toparlamaya çalışıyorum.  Ayağımın müsaade ettiği sürece yüklenmeye çalışıyorum. Doktorum, vücut içindeki parçaların sekiz aydan önce çıkaramayacağını söyledi. Vücut bir an önce alınmasını istiyor. Diğer yandan Sağlık Bakanlığının onay verdiği bazı parçaların vücuda zarar verdiğini öğrendim. Parçalar çıkınca kontrole gönderip sonucu öğrenmek istiyorum.


Resim  3. İki ay sonra ayağımın durumu

Ayağımdaki malzemeler, basit bir ameliyatla eylül ayının başında çıkarıldı. Hatıra olarak istesem de malzemeler SGK'ya gönderildiği gerekçesiyle bana verilmedi. Ayağımın içindeki malzemeler çıkınca sanki vücut daha da rahatladı. Ameliyat esnasında ayağa sıvı enjekte edildi. Hemen ertesinde yürümem istendi. Ayakta fazla kaldığımda ödem toplama devam etse de, çok şükür, eskiye göre çok daha iyiyim. Sabahları yürüyüş ve fizik tedavi sürecime devam ediyorum. Artık doğa yürüyüşleri için kendime baton arıyorum. Sanırım hafif acılı bir hayat beni daha da zinde tutuyor.


 



    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder